Mutsuzluğun Kökeni

İnsanların mutsuzluğunun kökeninde ne var biliyor musunuz?

İnsanların mutsuzluğunun kökeninde ne var biliyor musunuz?

İmansızlık mutsuzluğa, mutsuzluk imansızlığa neden olur…


Eski komünist Rusya’da yaşayan insanların yüzlerini gözünüzün önüne getirin. Ya da komünist rejmle yönetilen Kuzey Kore’de ya da Çin’deki insanların donuk bakışlarını düşünün. Hepsi bir tornadan çıkmış gibiler, robot mu yoksa insan mı anlamakta güçlük çekersiniz. Yolda hızla koşturan donuk yüzlü bu insanların ruhları adeta çalınmış gibi. Ölmeden ölmüş gibiler.

Bu insanların mutsuzluğunun ya da duygusuzluğunun altında yatan tek neden imansızlıktır. Eğer bir insan Allah’a iman etmezse, kalbi Allah sevgisiyle dolmazsa o zaman tüm dünya üzerine gelir. İman eksikliğinde ağlamak vardır, üzülmek vardır, tevekkülsüzlük vardır, isyan vardır, ölüm korkusu vardır. Hepsinden önemlisi Allah’ı sevmeyen ne karşısındaki insanı gerçek anlamda sevebilir, ne de gerçek mutluluğu yakalayabilir. Sadece ölümün olması ve bu dünyanın kısa bir süre sonra bitecek olması bile iman etmeyen bir insanın mutsuz olması için yeterlidir. Şeytan bu insanın yoluna oturacak ve onu mutsuz etmek için her yolu deneyecektir. İmansız bir insanın şeytanın tuzağına düşmesi ise çok kolay olacaktır. Tevekkül etmek nedir bilmeyen insan hayatı boyunca karşılaştığı her imtihana yenik düşecektir.

İnsana bir nimet verdiğimizde sırt çevirir ve yan çizer; ona bir şer dokunduğu zaman da umutsuzluğa kapılır. (İsra Suresi, 83)

Biz insanlara bir rahmet taddırdığımız zaman, onunla sevinirler; kendi ellerinin takdim ettiği dolayısıyla onlara bir kötülük isabet ettiğinde, hemen umutsuzluğa kapılırlar. (Rum Suresi, 36)

İnsan, hayır istemekten bıkkınlık duymaz; fakat ona bir şer dokundu mu, artık o, ye’se düşen bir umutsuzdur. (Fussilet Suresi, 49)

Halbuki Allah’ın varlığına yüzde yüz emin olan bir insan, cennetin varlığına yüzde yüz emin olan bir insan ve samimi iman eden bir insan dünyanın en mutlu insandır. Başına ne gelirse gelsin, o her olayda bir hayır görecektir. Kısacık dünya hayatında imtihan olduğunu çok iyi bilecektir. Bu kısacık hayatın sonu samimi bir kalple gelen için sonsuz cennettir. İmanlı bir insan hem bu dünyada hem de ahirette mutlu olur. Allah en yakın dostudur. İman insana akıl, dinçlik, neşe ve güzellik verir, hayatına müthiş bir bereket getirir. Her yeni gün sevaplarla, dualarla, ibadetlerle doldurulacak yeni bir gündür. Mümin son nefesine kadar Allah için yaşar ve Allah için ölür. Mutluluğun tek anahtarı vardır, o da imandır…

De ki: “Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah’ındır.” (En’am Suresi, 162)

Kaynak: www.allahicinyasamaknasildir.blogspot.com/

Tüm yazılarım: https://erkanarkutyaziyor.wordpress.com/

Video sayfam: http://video.mynet.com/erkanarkut/videolari/liste

Ne korkunç bir kadın neşelenemiyorsa, gülemiyorsa, içindekileri anlatamıyorsa…

Ne korkunç bir kadın neşelenemiyorsa, gülemiyorsa, içindekileri anlatamıyorsa…

Ne korkunç bir kadın neşelenemiyorsa, gülemiyorsa, içindekileri anlatamıyorsa...

Kadınlara erkek müdahalesi kalkması lazım artık. Bu hakikaten utanç verici bir şey ve yüz yılların ayıbı.


Bir kadının yüzüne öyle güzel yansıyor ki herşey… Eğer kadın seviliyorsa, seviyorsa, ruhu huzurluysa, mutluysa, değer veriliyorsa işte o zaman gözleri ışıl ışıl parlıyor. İçindeki huzur ve güven yüzünün tüm hatlarında hissediliyor. Oysa mutsuzsa, şiddet görüyorsa, sevgisizliğe mahkum edildiyse, kalbinde sevgi yerine nefret taşıyorsa işte o zaman da yüzü ruhunun tüm karanlığını adeta bir ayna gibi yansıtıyor.

En çok da yobazlardan çekiyor kadınlar. Çünkü yobazlar kadını adeta bir şeytan gibi görüyor, kadınları insandan saymayıp, onlara herşeyi yasaklıyorlar. Öyle yasaklar ki bunlar, kadının nerdeyse birkaç yılı değil, tüm hayatı çalınıyor. Ne korkunç, bir kadın neşelenemiyorsa, gülemiyorsa, konuşamıyorsa, güzel giyinemiyorsa, güzelliğini ifade edemiyorsa. Evden çıkartmıyorsun, hakaret ediyorsun, aşağılıyorsun. Diyorsun ki,’bakım yapma, güzel olma, gülme. Kapının aralığından bakma, pencereni kapat, potansiyelsin, her türlü şeyi yapabilirsin, şüpheli adamsın, senin söylediklerinin tam tersini yapacağım.” Evet, yobazlar eşlerinin söylediklerinin tam tersini yapıyorlar, onları daima potansiyel suçlu olarak görüyorlar. Onlara göre kadın samimiyetsiz, kadın içten pazarlıklı, kadın günahkar…Üstelik bunlarla ilgili uydurma hadisler ortaya atıp peygamberimize de iftira atıyorlar.

Böyle Müslüman kadın olur mu peki? Bir kadın kocasından korktuğu için mi günah işlemeyecek, yoksa Allah’tan korktuğu için mi? Bu nasıl bir din anlayışı, bu nasıl samimiyet? Kadınları bu kadar ezen, aşağılayan ve köşeye iten yobazlar kimsenin görmediği yerlerde her türlü haramı işliyorlar. Kadınlara ise hayatı adeta zehir ediyorlar.

Oysa Kuran kadına çok değer verir, onları daima yüceltir, tüm haklarını korur. Bir Müslüman olarak kadına cenneti özler haline getireceksin, cenneti hedefleyeceksin, dünyayı cennet gibi yapmaya gayret edeceksin, cennet hanımları gibi olmaları için gayret edeceksin, cennet huzuru getireceksin. Kadının fıtratını herşeyi yasaklayarak neden eziyorsun? Niye ruhunu paramparça ediyorsun? Eşlerin arasında güven, saygı ve değer vermeye dayalı bir sitem olması lazım. Yobazlarda değer verme yok, saygı da yok, güven de yok. Kadını potansiyel hain olarak görülüyorlar. “Buçuk” diyorlar, kadını zaten insan yerine de koymuyorlar. Kadınları adeta mahluk gibi görüyorlar. Bu zulmü Müslüman kabul ediyorsa ortada bir hastalık vardır. Bu zulmü hiçbir kadın kabul etmemeli. Dinimizde kadınların sürekli yüceltildiği de herkes tarafından çok iyi bilinmeli.

Kaynak: http://kurandakadininyeri.blogspot.com/

Tüm yazılarım: https://erkanarkutyaziyor.wordpress.com/

Video sayfam:  http://www.mynet.com/video/kanal/erkanarkut