Ölüm vaktimi bekliyorum…

Ölüm vaktimi bekliyorum…

Bu dünyada kimse ölümden ve ölüm meleklerinden kaçamaz, vaktimiz geldiğinde hepimiz dünyadan gideceğiz…


Geçen gün arkadaşlarla konuşuyorduk. Aslında insanın her gün, her dakika yaşamını sürdürmesi çok büyük bir mucize. Sürekli etrafımızdan haberler geliyor. 19 yaşında genç bir kız kalp krizi geçirip ölüyor, başka biri aniden beyin kanaması geçirip komaya giriyor. Beyninize giden damarlarınızdan birinin tıkanması an meselesi, ya da kalbinizin durması, ayağınızın kayıp düşüp ölmeniz de öyle. Ya da trafik kazası geçirip hiç beklemediğiniz bir anda ahirete geçebilirsiniz.Bir anda canınızı almaya gelen ölüm melekleri ile karşılaşabilirsiniz. Bütün bunlar bizim başımıza gelmiyorsa bunun tek bir nedeni var, o da Allah’ın bizim için belirlediği ölüm vaktinin daha gelmemiş olması.

Allah daha doğarken hepimiz için bir ecel belirlemiş. Benim de kaderimde ölüm günüm belli. O gün, o saat, o dakika gelmeden önce kimse benim canımı alamaz. İşte o gün gelmediği için, ölüm sebebimiz Allah tarafından yaratılmadığı için ölmüyoruz. Ama zamanı geldiğinde bir saniye bile gecikmeden Allah belki de çok kolay bir sebep yaratıp ölüm meleklerini gönderecek. Karşıdan gelen otobüsü görmeyip ölen çok fazla insan var. Normal şartlarda insan görür, fark eder. Nasıl yoldan gelen koskoca otobüsü göremez? Ama Allah o insan için ölüm sebebi olarak “otobüsü görmemesini” belirlemişse o insan ne yaparsa yapsın göremez. Ölüm vaktini asla bir saniye ileri, ya da bir saniye geri alamaz. İnsan bu kadar aciz işte.

İnsanlar ölümden olabildiğince kaçıyorlar, ölümü hiç düşünmüyorlar, hatta yok sayıyorlar. Hâlbuki ölümü düşünmek, ahireti düşünmek insanı olgunlaştırır. Bu dünyanın ne kadar boş olduğunu anlamasını sağlar, küçük hırsların peşinde koşmanın ne kadar aptalca olduğunu kavrar. Esas hayatın ölümden sonra başlayacak olan sonsuz ahiret olduğunu anlar. Biz bu dünyaya ölümden kaçmaya, ölümden korkmaya gelmedik, sonsuza kadar bu dünyada kalmaya gelmedik, hırsla mal yığıp biriktirmek için de gelmedik. Sadece Allah’a kul olmak için ve Allah’ın rızasını kazanmak için geldik.

Bu yüzden ben de diğer mümin kardeşlerim gibi ölüm vaktimi bekliyorum…Her şeyimizi bu dünyada bırakıp iman dolu kalbimizle inşaAllah Rabbimize kavuşacağız. Eğer cennete alınmaya layık olursak Rabbimizin sözlü selamını duyacağız, O’nun güzel tecellisini göreceğiz. En nihayetinde Allah’ın rızasını kazandığımızı bileceğiz. “Bu yurdun sonu ne kadar güzelmiş diyebileceğiz.” Bundan daha büyük mutluluk olabilir mi? Hiç sonsuz cennet şu korkunç ve değersiz dünyaya değişilir mi? Hiç bu sıradan ve basit dünya hayatı sonsuz mutluluk, sevinç ve neşeye, Allah’ın rızasını kazanma şerefine tercih edilir mi…

De ki: ‘Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen (Allah)a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir.’ (Cuma Suresi, 8)

Hele can boğaza gelip dayandığında, Ki o sırada siz (sadece) bakıp-durursunuz, Biz ona sizden daha yakınız; ancak görmezsiniz. (Vakıa Suresi, 83-85)

Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş kalelerde olsanız bile. Onlara bir iyilik dokunsa: “Bu, Allah’tandır” derler; onlara bir kötülük dokunsa: “Bu sendendir” derler. De ki: “Tümü Allah’tandır.” Fakat, ne oluyor ki bu topluluğa, hiçbir sözü anlamaya çalışmıyorlar? (Nisa Suresi, 78)

Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber…
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?
Öleceğiz müjdeler olsun, müjdeler olsun!
Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun! (Necip Fazıl Kısakürek)

Kaynak: http://olumkiyametcehennemkonulari.blogspot.com.tr/

Tüm yazılarım: https://erkanarkutyaziyor.wordpress.com/

Cevapla